Sevgili günlük,
Sana soğuk ama ateşi yanan bir günden yazıyorum.
Bilirsin ki kışlar benim için zorlu ve dayanması güç geçer. Fakat bu kış oldukça farklı geçiyor. Sıklıkla ıstırap içinde olmama rağmen içimdeki harmoni ve müzik çok daha duyulur bir biçimde. Günlerim fazlasıyla yoğun ve hareketli geçiyor. Deyim yerindeyse aynada bile kendimi göremiyorum. Yaptığım her şeye koşarak yetişiyorum fakat masamı asla ihmal etmem. Alkolle içimdeki mezarlığı yeterince suladım. İki önem verdiğim, başrol yaptığım insanı hayatımdan tamamen çıkardım. Bundan dolayı son derece huzurlu ve mutlu hissediyorum. Haddinden fazla uzattığım iki anlamsız macera.
İşimde çok mutluyum. Gün içinde oturacak vaktim olmuyor ama yaptığım işten fazlasıyla keyif alıyorum. Bulunduğum yerde sevildiğimi, sayıldığımı ve değer verildiğimi hissetmek beni daha da motive ediyor. Kısa sürede iş yerimin prensi olduğumu söyleyebilirim. Patronlarımla da bir aile gibiyiz.
Günüm nasıl geçiyor dersen uyumam ikiyi buluyor. Yapmak istediğim çoğu şeye vakit bulamıyorum ama önemli değil. Yine de her zaman birkaç kadehe ayıracak vaktim var. Tabii uykuya olan borcumu ödesem son bir ayda en az beş gün aralıksız uyumam gerekir.
Sana bu kışın belki de geçirdiğim en iyi kış olduğunu söyleyebilirim. Evet içimde hüzün hep var ama mevcut duruma hep yenik düşerek kayboluyor gözden. Keyif aldığım ve alacağım şeyler hayatımı, iş sonrasını tamamen kaplıyor.
Son olarak söyleyebileceğim: "sıklıkla ıstırap içinde olmama rağmen içimde ateşi yanan büyük bir umut ve huzur var."
Sevgilerle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder