10 Mart 2023 Cuma

Yeni Bir On Mart

 İşte sevgili günlük, en sevdiğimiz aydayız 

Mart ayı başlangıcın ve yenilenmenin ayıdır bilirsin. 

Ve 10 Mart da benim başlangıcım, doğum günüm. Bahsetmişimdir ki doğum günlerimde hep nedensiz bir mutluluk hissederim. Tabi bir miktar geçmişin tatlılığı, özlemi ve hüznü de bununla beraber. 

Bilirsin geçmiş her zaman özlenilesi ve kusursuza yakın hissettirir. İnsan yaş aldıkça eskinin masum, kirlenmemiş ve güzel anılarla dolu olduğunu düşünür. Yanılgı olabilir ama ben de sık sık düşünürüm bunu.


Bu nedenle profilimdeki papyonlu fotoğraf üç dört yıl öncesinde, bir buhran anımda koyduğum bir fotoğraftır. Genellikle eski günlerin çok güzel ve saf olduğu düşünülür. Dünyanın ve kendisinin değiştiğini, daha olumsuz bir rotaya evrildiğini düşünür insan. Doksanların hep harika ve benzersiz olduğunu düşünürüm. Fotoğrafım da doksanlardan, evimde çekilen bir an. 


Ama yine de Onur Baba yaşıyor, evet. Her şeye rağmen yaşıyor. Bir karıncanın “eh yaşam da bu artık” diyebileceği gibi. Çünkü karınca gibi çalışıp, gece göçmen bir ağustos böceği gibi meyhanede.


Çünkü kendimle yalnız kalmaktan korkarım sevgili günlük. Çünkü kendimle olan kavgam inan ki yıllardır çok şiddetli. Ama nasıl da sanatsal bilemezsin. Bu yüzden her gece Atıfet’te olmalıyım. Birinin dartına eğilip “iyi tara” demeliyim. Barda fıçı bira isteyene “bunun içinde su varmış diyorlar” demeliyim. Arabamda camları açıp gitmeliyim. Kendimle baş başa kalamam, kalırsam konuşmaya başlıyorum saygı değer günlük. Ya çok acı bir Mozart çalıyor ya da çok çarpıcı bir arabesk. Requiem’de balık burçlarının gözleri dolabilir. 


Yine de ben buyum dersin arkadaş, sevgili günlük ben buyum. Ceketim sol omzumda, saatim altın. Şairin de dediği gibi yaşadım birkaç bin yıl. Ama diğer şairin de dediği gibi yaşamak bu değil. 

Nihayetinde bir domates değilim. Belki bir domates de domates değildir. Domatesi domates yapan nedir? Rengi mi; bazen ben de kırmızı oluyorum. Tadıysa bazı domateslerin hiç tadı yok.


Tabii yaşarken her şey istediğimiz gibi gitmez zaman zaman. Elimizde gibi görünse de ne yazık ki insan belirli bir yolda kıvrılır çoğu zaman. Üzdüğüm insanları düşünmek beni her zaman daha çok üzmüştür hayatım boyunca. 

İnsanları kırmaktan öylesine çekiniyorum ki, çekinirken yine kırıyorum. Hep çiçek yetiştirmek istemiştim, koşarken ezmişim çiçekleri oysaki. Hep de çok değerli kişileri.


Yine de hayat güzeldir sevgili günlük.

Hayattaki zorunlulukları yaşamak da çok önemlidir. Mesela zorunlu olmasa ben yayla çorbası içmem, her gün ıslak hamburger yerim ama bu doğru değil. Her şeyi tatmak gerekir her zaman, hayat bu farklılıklarla hayat olur.

Fark ediyorum ki çoğu insanla aynı markete gidiyoruz, aynı yoğurdu alıp aynı şekil kaşık kullanıyoruz. Fakat yoğurt yiyiş şeklimiz çok farklı.


Bu yüzden de her birey olağanüstü değerli. On Mart da bu bilinçle, içten içe kutlanacak. Çünkü sevgili günlük ben olduğum sürece bu dünya var. Ben olmadığımda bu kaldırım taşlarının, süslü duvarların, çarpıcı şiirlerin bir gerçekliği yok.


Yeniden yaşasın on mart.

Sevgilerimle


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder